Atatürk kurdu TSK baltaladı

Aşağıdaki metin, 11 komutan hakkındaki tüm SUÇ DUYURULARI'mda da aynen geçmektedir:

Atatürk Dönemi Savunma Endüstrisi

Atatürk, daha Cumhuriyetin ilanından önce 1 Mart 1922 yılında TBMM'nin 3üncü Toplanma Yılı'nı açarken: "Bilhassa harp sanayii ve fabrikalarının çalışmasını özel bir takdir ile anmayı bir borç bilirim. Bu son sene içinde bu fabrikaların eksikleri kademe kademe tamamlanmıştır. Bugün her türlü ihtiyacın üretimi mümkün hale gelmiştir. Yeni kurulan mermi ve fişek fabrikalarında bol miktarda topçu ve piyade cephanesinin ve bombasının hazırlanması ve üretiminde başarı sağlanmıştır." sözleriyle, ordunun gücünün (zannedildiği gibi) sahip olduğu silah ve mühümmattan değil bunların ülke içerisinde üretilmesinden aldığını veciz bir şekilde ifade etmiştir.

Ertesi sene (1 Mart 1923 tarihinde) TBMM'nin 4üncü Toplanma Yılı'nı açarken: "... bıraktıklarından istifade olunarak ... silah ve cephane depolarımız ve fabrikalarımız kurulmuştur. Bu genişlikte kurulan ve gün geçtikçe daha çok genişleyen ve mükemmelleşen askeri kurumlara lazım olan fenni beyinler yetiştirilmesi için de hazırlıklarda bulunulmaktadır." ifadesiyle, savunma sanayiindeki gelişmelerin mevcut altyapı değerlendirilerek sağlanabileceği ve bunun merkezinde de yetişmiş/tecrübeli insangücü olduğunu belirtmiştir.

1 Kasım 1937 tarihinde TBMM 5inci Dönem 3üncü toplantı yılını açarken yaptığı konuşmada: "... Harp sanayii tesisatımızı, daha ziyade gelişmesi ve genişlemesi için alınan tedbirlere devam edilmeli ve endüstrileşme mesaimizde de ordu ihtiyacı ayrıca göz önünde tutulmalıdır" sözleriyle, ordumuzun savunma ihtiyacının yurtiçinden karşılanmasını esas almıştır.

Henüz birkaç yıllık geçmişi olan uçakların Çanakkale Harbinde (1inci Dünya Savaşı) yararlı bir şekilde kullanılmış olmasına karşın tankların çok iptidai olması nedeniyle ilk tanklarımız Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde SSCB'den alınmış olup (1), uçak sanayiine ayrı bir önem veren Atatürk'ün (1 Kasım 1937 tarihli açılış konuşmasında): "Bütün tayyarelerimizin ve motorlarının memleketimizde yapılması ve hava harp sanayiinin de bu esasa göre inkişaf ettirilmesi icap eder" sözleriyle belirttiği dönemin havacılık politikası doğrultusunda, (Atatürk'ün talimatıyla 16 Şubat 1925'te kurulan) Türk Tayyare Cemiyeti ile Alman Junkers Firması'nın ortak girişimiyle 1925 yılında TOMTAŞ (Tayyare Otomobil ve Motor Türk Anonim Şirketi) ve ardından her türlü uçak ve motor üretim ve revizyonunu yapmak üzere Kayseri Uçak ve Eskişehir Bakım tesisleri kuruldu. 1926 yılında açılan Eskişehir fabrikasında, uçak tasarımı üzerinde çalışıldı. Vecihi-14 uçağı denemesinin ardından 1930'dan itibaren MMW-1 tipi eğitim uçağı tasarlandı. 6 Ekim 1928'de üretime geçen Kayseri fabrikasında, 1932 yılına kadar 15 adet tamamen metal yapım ve ilk telsizli uçaklarımız olan Junkers A-20 bombardıman uçağı imal edildi. Bu tarihten sonra fabrikada aralarında Alman Gotha 145 ve İngiliz Miles-Magister gibi uçakların bulunduğu 112 adet uçak üretildi. 1940 yılı sonlarında üretime geçen THK Uçak Fabrikası'nda (Etimesgut), 1944 yılına kadar ilk 30 adetlik Miles-Magister eğitim uçağı üretimini başarıyla tamamlamış olup, dizayn ofisinin orijinal tasarım ve prototip çalışmaları sonucu 7 tip planör, 2 tip eğitim uçağı ve 3 tip ambulans/turizm uçağı üretilmiştir. 1945 yılında fabrikanın dizayn ofisinde 6 yüksek mühendis, 4 mühendis ve iki ressamın çalıştığı bilinmektedir. 1944 yılında kurulan THK Uçak Motor Fabrikası'nda (Gazi Orman Çiftliği), Gipsy Major uçak motoru imalatı ve Valentine motoru onarımı yapılmıştır.(2)

Atatürk zamanında, çoğunluğu devlete ait olmakla birlikte özel sektör de savunma endüstrisine katılmıştır. Bunlardan birincisi (soyadı bizzat ATATÜRK tarafından verilen) Nuri DEMİRAĞ, diğeri ise (Enver Paşa'nın kardeşi) Nuri KILLIGİL'e ait uçak ve silah imalat tesisleridir.(3)

Nuri Demirağ tarafından İstanbul'da uçak dizayn ve prototip (Etüt Atölyesi) ve Sivas'ta ise seri üretim ve havacılık okulu (Gök Uçuş Okulu) için 1936'da başlatılan çalışmaları 1937'de neticelenmiştir. Etüt atölyesi daha sonra kapsamlı bir Uçak İmalat fabrikası haline dönüştürülmüş, ayrıca uçuş sahası, tamir atölyesi ve hangarlar kurulmuştur. Fabrikada 1937-1938 yılları arasında THK siparişi olarak 65 planör ve ayrıca (özgün tasarıma dayalı) 24 adet başlangıç eğitim uçağı üretmiştir. 1938'de Türk Hava Kurumu siparişiyle dizaynına başlanan çift motorlu ve madeni gövdeli 6 kişilik yolcu uçağı prototipi 1939'da üretilerek uçuşları yapılmıştır.(2)

Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin R.Alan tarafından tasarlanan MMV-1 uçağından geliştirilen ND-36 modeli, THK'dan alınan siparişlerin "tecrübe uçuşu" için gittiği Eskişehir'e inerken S.R.Alan'ın hava alanındaki hendeği farketmeyerek çarpması sonucu ölümünden sonra siparişler 8 Ekim 1943 tarihinde iptal edilmiştir. Bu arada geliştirilmekte olan ve barışta yolcu uçağı, savaşta ise eksiksiz bir bombardıman uçağı görevi üstlenebilecek yapıda aluminyum gövdeli Nu.D.38 isimli yepyeni uçak modeli, saatte 270 kilometre hızı ve 5 bin 500 metre irtifası ile dünya uçak sanayicilerinin dikkatini birden Nuri Demirağ ve ekibi üzerine çekmiş ve tetkiklerde bulunmak üzere Amerikan Uçak İmalatçıları Birliği Başkanı Bay Todd Türkiye'ye gönderilmiştir. ND-38, ilk uçuşunu 11 Şubat 1944'de yapabilmiştir.(4) S.R.Alan'ın ölümünden sonra tamamlanarak dikkatleri üzerine çeken bu uçak, tasarım ve üretim kabiliyetinin Türkiye'de kazanıldığını göstermesi yanında, uçak sanayiindeki en parlak dönemin zannedildiği gibi F-16 ile değil Atatürk'ün başlattığı hamlenin meyvesi olan bu ND-38 uçağı ile yakalandığını göstermektedir.

I.Dünya Savaşı dönemi Atatürk'ün askeri dehasını gösterdiği gibi, Cumhuriyet dönemi de ülke savunmasının can damarı olan savunma sanayiini kurma ve geliştirme yönündeki politik dehasını göstermektedir. Ancak Atatürk'ün vefatından hemen sonra başlayan II.Dünya Savaşı sonrası 12 Temmuz 1947 tarihinde "Türkiye'nin kurtuluşu" olarak takdim edilerek Amerika ile imzalanan Marshall yardımı sonucu "...(ABD) en modernini bedava veriyor... niye uğraşıyoruz..." düşüncesiyle -yapılacak yardımın sadece Truman doktrini çerçevesinde kullanılabileceği dikkate alınmadan- yerli savunma sanayii faaliyetleri durdurulmuştur.(5)

Atatürk'ün vefatından sonra 1939 yılında Kayseri fabrikasının hakları Türk Hava Kuvvetlerine verilmiş ve 1950'de KHİBM yapılmıştır. Amerika'nın uyguladığı Marshall Planı sonucu 1952 yılında uçak fabrikası (Etimesgut), 1954'te de uçak motoru fabrikası (G.O.Ç.) MKEK'ye devredilmiştir. Ancak havacılık alanına uzak olan MKEK başlangıçta kısa bir süre Türk Hava Kuvvetleri ile birlikte çalışmasının ardından, uçak motor fabrikası (G.O.Ç.) 1955'te traktör imalatına geçerek bugünkü Türk Traktör Fabrikası haline getirilmiş, 1959'da üretimi durdurulan uçak fabrikası (Etimesgut) ise 1965'e kadar tamir-bakım işleriyle uğraştıktan sonra 1963'ten itibaren traktör üretimine başlamış ve 1968'de MKEK Tekstil Makineleri Fabrikası yapılarak daha sonra da kapatılmıştır.

Özel sektöre (THK tarafından) verilen siparişler 1939'da iptal edilerek girişim baltalanmış, yurtdışından (İspanya, Irak ve İran'dan) gelen tekliflerin de hükümet tarafından engellenmesi sonucu bir süre bakım-onarım faaliyeti yürüten fabrika 1943'de bu faaliyetini de durdurmuş, Gök Okulu kapatılmış ve uçuş sahası istimlak edilmiş, elde kalan uçaklar da hurdacıya satılmıştır.(2) 

Yeni kurulan Cumhuriyet'in çağdaş bir orduya sahip olabilmesi için en yeni teknolojiyle donatılmasına büyük önem veren Atatürk, ülkemizin kısa zamanda savunma sanayiinde öncü konuma gelerek ihracatçı olabilmesi için de büyük çaba sarfetmiştir. Gelişimini devam ettiren hava birliklerinde 1932'de Hava Alay kuruluşuna geçilmiş, 1934'de Multi ve Martin uçaklarından meydana gelen 3 Alay kurulmasının ardından 1938'da Hava Tugay seviyesine çıkılmıştır.(6) Cumhuriyet'in Atatürk'lü yıllarında dünyanın ikinci büyük hava kuvvetlerine sahip olan ülkemiz, 1926 yılında Hollanda'ya uçak gövdesi ihraç ettiği gibi, daha 1926'da Kayseri'de Tank ve Tayyare fabrikaları kurarak 1937 yılında Türk tipi bir tank yapabilmiştir.(7) Danimarka, Mısır, Suriye, Ürdün gibi Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine uçak satarak ciddi bir ihracatçı olan Türkiye, Etimesgut (Güvercinlik/Ankara) fabrikasında kazanılan montaj-modifikasyon tecrübesi sonucu Türk Hava Kuvvetlerinden aldığı sipariş karşılığı 1950'li yıllarda 60 adet MKEK UĞUR uçağı imal ederek bunların 5 adedini Danimarka'ya, 3 adedini de Ürdün'e ihraç etmiştir.(8)

Küçük savaş teknelerinin yerli olarak yapılabileceği düşünülerek Haliç Tersanesi Gölcük'e nakledilmiş (1926) ve ertesi yıl burada Türk donanmasının en güçlü teknesi olan Yavuz Zırhlısı'nın onarımına başlanarak 1930'da tamamlanmıştır... Gölcük Tersanesi'nde gemi inşa çalışmaları da sonuç vererek denize indirilmeye başlanmıştır (1935).(9) Türkiye'de ilk denizaltı imalatları da 1924'de Gölcük tersanesine yapılan yatırımlarla 1936'da YILDIRAY ve 1937'de ATILAY denizaltıları inşa edildi.(10)

Atatürk tarafından uygulanan savunma sanayii modelinin, daha sağlığında hızla "montaja dayalı yurtiçi üretim" modelinden "özgün tasarıma dayalı yurtiçi üretim"e kaydığı görülmektedir. Bu ikisi arasındaki fark, gerek eğitim gerekse aktivite olarak "teknisyenlik" ile "mühendislik" arasındaki fark gibidir. Ancak, Cumhuriyet'in ilk yıllarına uzanan bu özgün tasarım ve üretim tecrübesini Türkiye devam ettirmediği için ihtiyacı olan askeri teknolojiyi sürekli dışardan almak zorunda kalmıştır. Bir silah uzmanının "kayıp yıllar" olarak tarif ettiği 1940-1970 arasında savunma alanında pek bir şey yapılmadığı gibi, mevcut olan fabrikalar da halk tabiriyle "tencere-tava fabrikaları"na dönüştürülmüştür. "Kurulan fabrikaların ve yeni birimlerin bir süre sonra işleri bittiğinde eğer bunların önüne yeni projeler konmazsa bir süre sonra bunlar atıl kalıp kapanır. Kaldı ki bu yatırımlar için çok büyük para gerekir" tespiti ne kadar doğrudur.(11)

Kurmuş olduğu tesislerin kullanım dışı bırakılması veya işlevinin değiştirilmesi nedeniyle, Atatürk'ün savunma sanayii alanında 20'li yıllarda başlattığı büyük hamle/fırsat kaçırılmış, ancak adeta bilinçli şekilde yok edilmiş olan savunma endüstrisinin Kıbrıs Barış Harekatında (70'li yılların ortalarında) yaşanan acı tecrübelerden sonra yeniden inşasına yönelik olarak başlatılan ikinci hamle de SSM.lığının kuruluşuyla (80'li yılların ortalarında) yeni bir ivme kazanmış olmasına rağmen, bu uzman kuruluşa (90'li yılların ikinci yarısında) yapılan kurum dışı müdahaleler bu çalışmaları yeniden baltalamıştır. SSM.lığının kuruluş amacının, yerli sanayiyi mümkün olduğunca geliştirerek dışa bağımlılığı azaltabilmek için TSK ihtiyacını avantaja dönüştürmek, birkaç milyar dolarlık silah alımını koz olarak kullanıp... silah satmaya çalışan firmaları kendi ülkeleri nezdinde (uygulanan kısıtlamaları kaldırtmak için) lobi yapmaya ve Türkiye'de (maksimum teknoloji transferi ile) ortak üretime zorlamak ve "Türkiye'nin kendi silahını kendisinin üretebileceği koşulları hazırlamak" olduğu bilinmektedir.(12) 1998 ortalarına gelindiğinde 14 özel sektör şirketinin üretim yaptığı savunma sanayii sektöründe son 15 yıl içinde çalışan sayısı 48,513'e ulaşmış olup(13), SSM.lığının 1990-1998 arası dönem için 21 firmanın satış rakamlarını inceleyerek yaptığı ihracat potansiyeli değerlendirme raporunda Türk firmalarının yıllık ortalama 110 milyon dolarlık silah ihracatı gerçekleştirerek silah ihracatçısı 5 ülke grubu arasından (Yunanistan ve Japonya gibi ülkeleri sollayarak) 2nci grubu yerleştiği bildirilmiştir.(14) Zamanın SSM Müst. (Ekonomik) Yrd. Veysel YAYAN, 1-5 Eylül 1997 tarihli müzakerelerde: "Geçen 10-12 yılın Türkiye'de üretime yönelik savunma altyapısının kurulmasına harcandığı, artık kurumun tasarım ve entegrasyon kabiliyet ve hedefinin üstesinden gelmeye hazır olduğu"nu duyurmuştur.(15)

Bizimle aynı zamanda işe başlayan 30 yıllık geçmişe sahip İsrail, İspanya ve Güney Kore gibi ülkeler savunma tedariğine üstelik bizimle aynı parayı (yılda 3 milyar dolar) harcadıkları halde bugün (2004 başlarında) ihtiyaçlarının %50-80'lik kısmını yurt içinden karşılayabilir hale gelebilmiş, buna mukabil TSK ihtiyacının ancak %20-25'ini karşılayabilen Türk savunma sanayii son 10 yılda bu kapasitesini artıramamıştır. Son 10 senede kendi tasarımlarını yapan bu ülkelerin, bizden on sene ilerde olduğunu ifade edilen Savunma Sanayii Müsteşarı Murat Bayar(16), Türk Savunma Sanayii'nin geldiği noktayı: " %25 sihirli bir eşik aslında. Geçmişteki üretim projeleri ile ulaşabileceğiniz yer orası. Ürün tasarımına girmediğiniz sürece kalacağınız yer %25 "tir şeklinde özetlemiştir.(17)

Dipnotlar :

(1) Meydan Larousse: Silahlı Kuvvetler, Kara Kuvvetleri 

(2) "Tayyareden Uçağa: Bir Montaj Öyküsü (I)", TMMO/MMO, Aralık 2000 

(3) Savunma & Havacılık, Sayı: 4/98, "Cumhuriyetin 75nci Yaşında Savunma Sanayi", s.58 

(4) Aksiyon, Sayı: 80, 15.06.1996, "Nuri Demirağ", Semih İnceöz; Yeniçağ 05-06.05.2003, Arslan Bulut; Tuncay DENİZ "Türk Uçak Üretimi (Der türkische Flugzeugbau)" 

(5) Cumhuriyet 07.01.2000, Attilâ İlhan, "Savunmanın 'ulusal' denetimi"; Sabah 09.03.2000, Necati Doğru, "Pahalı askeri helikopter! Ucuz sivil kalite!"

(6) Meydan Larousse, TÜRKİYE, Hava Kuvvetleri; Meydan Larousse, HAVACILIK, Havacılık Tarihi, Cumhuriyet Devrinde

(7) Cumhuriyet 07.01.2000, Attilâ İlhan 

(8) Aksiyon, Sayı: 336 (Mayıs 2001), "F-4 Fantom'dan 'sızan' acı gerçek", Ahmet Dinç; Savunma & Havacılık, Sayı: 2/87, s.19 (konmadı)

(9) Meydan Larousse, TÜRKİYE, Ordu, Deniz Kuvvetleri

(10) Savunma & Havacılık, Sayı: 4/98, sh.58

(11) Aksiyon, Sayı: 336 (Mayıs 2001)

(12) Sabah 09.02.1999, Necati Doğru, "Sikorsky: Yaman çelişki..."; kısmen TDN (Turkish Daiy News) 02.02.2000 "Military seals its authority on defense procurement" ve 06.10.2001 "Crackdown on SSM to continue"; kısmen YeniŞafak 20.04.2000, "Silahta sivillere by-pass", Mutlu Çölgeçen

(13) YeniYüzyıl 06.07.1998, "Savunma sanayi tam gaz", Kemal Yurteri-Ankara; YeniYüzyıl 27.07.1998, "Savunmada 'özel' atak...", Eylem Türk

(14) YeniYüzyıl 27.07.1998

(15) Defense News 22.09.1997, "Local production to key increase in Turkish budget", Brooks Tigner

(16) Savunma & Havacılık, Yıl: 2004, Sayı: 101"Hedefimiz: Stratejik ve özgün bir sanayi altyapısı", SSM Müsteşarı Murad Bayar ile söyleşi, s.11-12; Zaman 03.11.2004, "Savunma sanayiinin dört devi gücünü birleştiriyor"

(17) Zaman 03.11.2004

Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started