.

Türkiye'de bir ilk: komutanlar hakkında Genelkurmay'a SUÇ DUYURULARI

Komutanlar hakkında neden SUÇ DUYURULARI yapma ihtiyacı duyduğum, bu SUÇ DUYURULARINI neden doğrudan Genelkurmay Başkanı'na hitaben işleme koyduğum, daha sonra suçlamalarımın adlî yargının görev alanına girdiği düşüncesiyle SUÇ DUYURULARI'mı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verişim, suçladığı bir generali İstanbul'daki ERGENEKON Savcılarının tutuklaması üzerine Özel Yetkili Savcılıkların görev alanına girdiği düşüncesiyle SUÇ DUYURULARI'mı Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na verişim, hem Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın hem de Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın dosyalarımı "görevsizlik" kararı vererek Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiklerini öğrenmem, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın "görevsizlik" kararı için temyize (Sincan nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne) başvurmam, Genelkurmay Başkanlığı'nın SUÇ DUYURULARIMI işleme koymayarak kapattığını öğrenmem, Genelkurmay'ın SUÇ DUYURULARIMI kapatma kararı üzerine Milli Savunma Bakanı'na teftiş talebinde bulunarak kararın düzeltilmesini istemem, Genelkurmay'ın kararını Milli Savunma Bakanı'nın tashihe gerek görmemesi, Türkiye'deki yargı sürecinin tüketildiği düşüncesiyle başvurduğum Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin şahsımla ilgili bir yargılama süreci olmaması nedeniyle başvurumun kabul şartlarını taşımadığına hükmetmesi, referandum sonrası ferdi başvuru yaptığım Anayasa Mahkemesi'nin henüz mahkemedeki yapılanma süreci tamamlanmadığı için SUÇ DUYURULARI'mı işleme koyamadığını bildirmesi, referandum sonrası 28 Şubat darbeciler hakkında soruşturma açan savcılara o döneme ait SUÇ DUYURUSU dosyalarımı ileterek şikayetçi olmam, 28 Şubat davasının BÇG ile sınırlı tutulsa da SUÇ DUYURULARI'mda geçen bir sanığın suçlu bulunarak "müebbet hapis" cezası verilmesi nedeniyle SUÇ DUYURULARI'mın ayrı bir savcılık tarafından işleme konulacağı beklentisi içine girmem...

Komutanlar hakkındaki Suç Duyurusu dosyalarını nasıl hazırladım?

21 Temmuz 2006'da Genelkurmay'a yaptığım Suç Duyuruları'nı hazırlarken, ilk bahsettiğim hukukçu, daha önce bir davada (06.03.2004 tarihli Hürriyet'in haberleştirdiği olayda) avukatlığımı yapmakta olan Güneydoğu Gazisi Avukat Serdar Öztürk'tü. İsmimi vermemek koşuluyla MSB'deki hukukçu arkadaşlarına danışan Öztürk, bana bu SD'larından sonuç almanın mümkün olmadığı görüşünü iletmişti. Böyle bir suç duyurusu yaptığımda avukat gerekebileceği konusunda tereddüt halindeydim, en azından hazırlamakta olduğum suç duyurularının formatı konusunda hukuki görüş almam gerekiyordu. Bu konuda ASDER adlı bir derneğin varlığından haberdar oldum, bana yardımcı olabilecek tecrübede kişiler aralarında bulunabilirdi, ama iletişim bilgilerini bulamadığım için irtibat kuramadım. Bu arada 28 Şubat döneminin ilk BÇG belgelerinin ele geçirilmesinde Kadir Sarmusak'a ceza vermedikleri için Deniz Kuvvetleri'nden atılan Askeri Hakimlerden Yusuf Çağlayan'la tanışma şansını yakalamış ve yazımın formatı konusunda onun görüşünü almıştım.

Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started