Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru (14.09.2010)

12 Eylül 2010 referandumundan hemen sonra, Pazartesi değil ama Salı günü belki de mahkeme'ye ilk bireysel başvuru olarak, TSK komutanları hakkında yargılama ve etkili soruşturma mekanizmaları çalıştırılmayarak 5237 sayılı Yeni TCK madde 279 fıkra (1)'in ihlal edildiği gerekçesiyle AYM'ye ferdi başvuruda bulundum. Amacım, SUÇ DUYURULARI'mın işleme konulacağı yetkili bir mahkemenin gösterilmesiydi.

Anayasa Mahkemesi (AYM)'nin tarafımı gönderdiği 21.09.2010 tarih ve C.01.0.BHK.0-622.01-1181/3695 sayılı bilgilendirme yazısında, "... bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel başvuruların kabul edileceği" belirtilmiştir. 

28 ŞUBAT dönemi askeri ihalelerini Anayasa Mahkemesi'ne götürüldüğüm, yaklaşık bir yıl sonra kamuoyuna yansıdı. 11.10.2011 tarihli Zaman Gazetesi muhabir Ahmet Dönmez imzasıyla çıkan "28 ŞUBAT'IN ASKERÎ İHALELERİ ANAYASA MAHKEMESİ'NDE" başlıklı haberiyle manşetten, 11.10.2011 tarihli Today's Zaman'daki köşesinde ise Lale Kemal (Sarıibrahimoğlu) "SSM OFFICIAL FILES COMPLAINT AT TOP COURT OVER TENDER MALPRACTICE" başlığıyla duyurdu.

28 Şubat'ın askerî ihaleleri Anayasa Mahkemesi'nde (Ahmet Dönmez 11.10.2011 Zaman)

28 Şubat postmodern askeri darbesi sırasında binbaşı iken Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla ordudan atılan Em. Tnk. Bnb. Mehmet Yavuz Ay'ı ziyaret için 2011 Ekim başlarında ASDER (www.asder.org.tr) Ankara Bürosu'na gitmiştim. O tarihte ASDER Ankara Temsilcisi olan Yavuz Ay'ın yanına tanışmak için Ankara'da yeni görevlendirilen Zaman muhabiri Ahmet Dönmez de gelmişti. Sohbet esnasında, 12 Eylül 2010 referandumuyla "bireysel başvuru hakkı" tanınan Anayasa Mahkemesi'ne 21.07.2006 tarihli Suç Duyurularımı götürdüğümden bahsedince, Ahmet Dönmez bunu haberleştirme teklifinde bulunmuştu. Suç Duyurularım hakkındaki en detaylı haberi, ASDER Ankara Bürosu'nda tanıştığım Zaman muhabiri Ahmet Dönmez yapmıştı. İşte Ahmet Dönmez'in 11 Ekim 2011 tarihli Zaman gazetesinde çıkan "28 Şubat'ın askeri ihaleleri AYM'de" başlıklı haberinin hikayesi böyle:

28 Şubat'ın askeri ihaleleri AYM'de

26 yıldan beri Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda görev yapan Elektronik Mühendisi Ahmet Necip Boynueğri, 28 Şubat dönemindeki askerî ihalelerin incelenmesi için 'Yüksek Mahkeme'ye başvuruda bulundu. 1998 ile 2002 yılları arasındaki ihalelerin kanunsuz ve keyfî bir şekilde yapıldığını belirten Boynueğri, Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Çevik Bir'le birlikte 11 emekli komutanın yargılanmasını talep etti.

Referandumla kabul edilen Anayasa değişikliğinin ardından Yüksek Mahkeme'ye 28 Şubat dönemindeki askerî ihalelerin araştırılması için başvuruda bulunulduğu ortaya çıktı. Mahkemeye verilen dilekçede eski Genelkurmay başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu, Yaşar Büyükanıt, eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un da aralarında bulunduğu 11 ismin yargılanması talep ediliyor. Başvurunun sahibi ise kurulduğu 1985 yılından bu yana Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda görev yapan Elektronik Mühendisi Ahmet Necip Boynueğri.

Daha önce Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul özel yetkili cumhuriyet savcılarına da gönderilen dosya, 28 Şubat döneminde Çevik Bir'le başlayan ve 2002 yılına kadar süren askerî harcamaları kapsıyor. İhalelerin, denetimden uzak, kanunsuz ve keyfî bir şekilde çeşitli şirketlere 'adrese teslim' yöntemiyle verildiği öne sürülüyor. Böylece hem millî sanayinin zaafa uğratıldığı hem de ülkenin milyonlarca dolarının israf edildiği belirtiliyor. F-4, F-5 savaş uçakları ve M-60 tank modernizasyonunun yanı sıra ATAK helikopterleri projesi ile Modern Tank projesi de bu ihaleler arasında yer alıyor.

Anayasa Mahkemesi'nin göreviyle ilgili yasa, 2012'de yürürlüğe gireceği için söz konusu dosya şimdilik beklemede tutuluyor. Boynueğri'ye gönderilen cevabî yazıda süreç tamamlanır tamamlanmaz dosyanın işleme konulacağı bildirildi. (devamı 13. sayfada)

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasa değişikliği referandumuyla getirilen yeniliklerden biri de Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuru hakkı idi. SSM uzmanı Ahmet Necip Boynueğri, referandumdan 2 gün sonra Yüksek Mahkeme'ye giderek ilk başvuruyu yapanlar arasında yer aldı. Aslında mahkemeye sunduğu dosya, yeni bir dosya değildi. Daha önce 21 Temmuz 2006 tarihinde Genelkurmay Askeri Mahkemesi'ne suç duyurusunda bulunmuştu. Buradaki dikkat çekici nokta, suçlanan isimlerden Yaşar Büyükanıt'ın, o sırada Genelkurmay başkanı olmasıydı.

Dosya Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Fakat orası da 'görevsizlik' kararı ile dosyayı yeniden Genelkurmay Askeri Savcılığı'na iletti. Oradan da 'soruşturmaya gerek görülmediği' kararı çıktı. Bunun üzerine 23 Eylül 2008 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı'na başvurdu fakat oradan da ret cevabı aldı. Boynueğri, değişen AB mevzuatından yola çıkarak 13 Mart 2009 tarihinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir kez daha suç duyurusunda bulundu. Fakat buradan da netice alamayınca referandumun sağladığı imkandan faydalanmak istedi ve Yüksek Mahkeme'ye müracaat etti.

Dilekçede, Kıvrıkoğlu Genelkurmay başkanlığı, Çevik Bir ve Büyükanıt Genelkurmay 2. başkanlığı, Şener Eruygur da Milli Savunma Bakanlığı müsteşarlığı dönemleriyle suçlanıyor. Bu 4 ismin haricinde hakkında suç duyurusunda bulunulan isimler şöyle: Eski SSM müsteşar yardımcıları emekli Tümgeneral Zati Ergül, emekli Tümgeneral Özer Altınışık, emekli Tuğgeneral Ünal Tamgaç, emekli Tuğgeneral Celal Gürkan, emekli Albay Hüseyin Özeri, eski SSM ATAK Proje Müdürü emekli Albay Ali Güzey ve eski SSM Genel Sekreteri emekli Albay Mehmet Erkan.

Dosyadaki iddiaya göre, bu isimler organize bir şekilde askerî projelere ve ihalelere müdahale etti. Süreç, Çevik Bir'in 1996 yılında ilan ettiği '25 yılda 150 milyar dolarlık savunma tedarik programı' ile başladı. Çevik Bir, bu hamlenin sekteye uğramaması için sürece doğrudan müdahil oldu. Önce SSM'yi lağvetmek istedi. Daha sonra Müsteşarlık'taki kritik görevlere kendine yakın isimleri getirtti. İşte bu isimler hakkında suç duyurusunda bulunulan diğer kişiler oldu. Bu süreç, Kıvrıkoğlu döneminde de devam etti. Böylece istenen her karar 'acil' ve keyfi bir şekilde çıkarıldı. Kararlarda siviller devre dışı bırakılarak tamamen askerler etkili hale getirildi.

Milli sanayii geliştirecek projeler askıya alınarak yerine yurtdışından 'hazır alım' yöntemi uygulanmaya başlandı. İddialar bunlarla da sınırlı değil. Başvuruya göre, yurtiçinde rekabete dayalı ihale imkanı olan projeler, en iyi teklifi veren firmalara değil askerlerin yönetiminde bulunan (OYAK ve OYTEK gibi) belli firmalara ihaleye çıkılmadan verildi. Örneğin 'Tugayların Otomasyonu' ve 'Akıllı Kart' projeleri ihaleye çıkılmaksızın OYTEK'e yaptırıldı. Aynı şekilde GENESİS ve YARASA projeleri de HAVELSAN ve STM firmalarına aktarıldı. Bir diğer iddia da Modern Tank (AMT) ve taarruz helikopteri (ATAK) proje gruplarına müdahale edildiği, tank modernizasyonu proje grubunun bütün itirazlarına rağmen ihaleye bağlandığı ve bazı helikopter projelerinin de MSB Müsteşarlığı üzerinden doğrudan alım yöntemiyle tamamlandığı yönünde.

Mahkeme ne yapacak?
Anayasa Mahkemesi'nin görevleriyle ilgili yasa 2012 yılında yürürlüğe gireceği için Boynueğri'nin başvurusunda olduğu gibi bireysel başvuru dosyaları da şimdilik beklemede. Anayasa değişikliğiyle birlikte Genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanlarının, görevleriyle ilgili suçlar dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nde Yüce Divan sıfatıyla yargılanmasının önü açılmıştı. Alt rütbedeki diğer komutanlar ise bu kapsamda bulunmuyor. Ancak aynı iddialarla suçlandıkları için bu komutanlarla ilgili dosyanın da Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği görüşü ileri sürülüyor.

Ancak Anayasa Mahkemesi'ni beklemeye gerek kalmıyor. Aslan Değirmenci'nin 23.05.2012 tarihli Milat Gazetesindeki haberi, artık dosyalarımla ilgili mercinin 28 ŞUBAT savcıları olduğu ortaya çıktığını görerek, 28 ŞUBAT soruşturmasına müdahil olmak için ilgili savcılara suç duyurusu yapacağımı haber yapıyor.

Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started