Daire Başkanı'nı kimler neden koruyor? (04/2009-01/2010)

Bağlı olduğum Daire Başkanı'nın (N.İ.) mevzuata aykırı ve zararlı sonuçlara yol açan uygulamaları hakkında, bağlı olduğumuz Müsteşar Yardımcısı'na (İ.T.) 17.04.2009 tarihli dilekçe ile bilgi verilerek gereği yapılması istenmiştir. Usulsüz uygulamaları itiyat haline getiren Daire Başkanı (N.İ.) hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Aynı Daire Başkanı (N.İ.), bu defa açıklanması yasaklanan bir bilgiyi yetkisiz kimselerin bulunduğu bir ortamda açıklayarak yaptığı gizlilik ihlali, TCK'da doğrudan savcılığa ihbarda bulunmayı gerektirecek bir suç olarak tanımlanmıştır. İşlenen suçun vahameti de dikkate alınarak, bu defa (daha önceki başvurumu işleme koymayan Müsteşar Yardımcısı İ.T. yerine) doğrudan Müsteşar'a (M.B.) verdiğim 03.07.2009 tarihli dilekçeyle hakkında "soruşturma" açılmasını istemiş ancak bu dilekçem de işleme konulmamıştır. Üstelik bu ikinci dilekçeyi neden doğrudan Müsteşara verdiğim konusunda Müsteşar Yardımcısı (İ.T.) 20.08.2009 tarihinde gönderdiği yazıyla "yazılı görüş"ümü istemiş ve cevabım da 25.08.2009 tarihinde verilmiştir.

SSM Daire Başkanı (N.İ.) hakkında disiplin/ adli kovuşturma başlatmadıkları için Müsteşar (M.B.) ve Müsteşar Yardımcısı (İ.T.) dahil üç yetkili haklarında Milli Savunma Bakanı'na 25.11.2009 tarihinde suç duyurusu yapılmıştır. 

Milli Savunma Bakanı (V.G.) tarafından şikayetlerimi inceleme görevi, 5018 sayılı Kanun'la lağvedilmiş olan SSM Denetleme Kurulu'nun MSB üyesine (E.Alb. M.İ.) verilmiş olacak ki, tarafıma gönderdiği 24.12.2009 tarihli yazıyla bazı hususları cevaplandırmamı istemiştir. 

NOT: 5018 sayılı Kanun sonrası kurumdaki "Denetleme Kurulu" lağvedildiği ve Kurul'un Başbakanlık ile Maliye Bakanlığı tarafından atanan üyeleri artık görevlendirilmediği halde, lağvedilen bu Kurul'a Milli Savunma Bakanı kendi adına üye atamaya devam etmiştir.

SSM Denetleme Kurulu MSB üyesinin yazısına verdiğim 28.12.2009 tarihli cevapta, yapılan incelemenin talebim konusunda olmadığını belirterek yazıda bazı yanlışlıklar yapıldığı da vurguladım. Bunun üzerine Bakan tarafından görevlendirildiği anlaşılan şahıs, 29.12.2010 tarihinde tarafıma bir düzeltme ve bilgilendirme yazısı gönderdi.

25.11.2009 tarihli dilekçeme cevaben, bu defa Milli Savunma Bakanı (V.G.) tarafından doğrudan şahsıma KİŞİYE ÖZEL ve GİZLİ damgasıyla gönderilen 15.01.2010 tarih ve MAİY: MÜT-07-1330-F/ Huk.Müş.ve Dav.D.H.İ. 961 sayılı yazıda, "Yapılan inceleme sonucunda hazırlanan ... rapora göre, ... tarafından imzalanmadığı, ... ifşa edilmesine sebebiyet verilmediği, 17 Nisan 2009 ... ile 03 Temmuz 2009 ... dilekçeleriniz hakkında işlem yapılmamasında SSM Müsteşarı M.B. ile SSM Sanayi Hizmetleri Müsteşar Yardımcısı İ.T.'nun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı anlaşılmıştır" denilmektedir.

Hakkındaki disiplin talebim kapatılan ve ağır suçlamalarım adli yargıya intikal ettirilmeyen Daire Başkanı'mın (N.İ.) tarafıma görev vermediğine dair 15.04.2010 tarihli e-posta ile N.İ. hakkında Müsteşarlık makamına  ihbarda bulunulmuştur. Bağlı olduğum Müsteşar Yardımcısı (İ.T.), bu son ihbarımla ilgili olarak elimdeki bilgi, belge ve görüşümü isteyen 26.04.2010 tarihli yazıyı göndermiş, buna cevabım da 03.05.2010 tarihli yazımla verilmiştir.

NOT: Adli yargıya intikal ettirilmesi gereken gizlilik ihlali suçu işlenmiş ama Kanuni gereği yapılmamıştı. Acaba ne yapabilirim, hangi savcılığa konuyu intikal ettirebilirim diye düşünürken, aklıma İstanbul'daki ERGENEKON Savcıları geldi. Nasıl olsa SUÇ DUYURULARI'mda geçen Ş.U.'nun tutuklanmasıyla soruşturmanın savunma sanayii alanına genişletileceği emareleri ortaya çıkmaktaydı. İşte bu nedenle İstanbul (CMK 250. md. ile) Özel Yetkili savcılara 11.01.2011 tarihinde e-posta ile suç duyurusunda bulundum. Aynı gün posta ile gönderdiğim yazıyla da Sn. Başbakan'ı bilgilendirdim.  

Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started