Komutanların beklediği fırsat 28 Şubat'la geldi

TSK'nde Asteğmen olarak görev yaparken avantaj olan özelliklerim, SSM'de çalışırken benim için dezavantaja dönüşmüştü. Herşeyi sorguluyor ve kafama yatmayan dokümanlara imza atmıyor olmam  askerleri artık iyiden iyiye rahatsız etmeye başlamıştı. Komuta kademesinin tercihlerini biz SSM uzmanlarının fiyat, performans ve sanayileşme yönünden sorgulamasını istemiyorlardı. SSM kurulmadan önce istedikleri sistemleri kimseye hesap vermeden MSB, Genelkurmay ve Kuvvetler üzerinden alabilen askerler, artık ihalelerde SSM'i devre dışı bırakmanın mümkün olmadığını bildiklerinden, teknik açıdan yetersiz ve fiyat yönünden pahalı olsa da ihale dokümanlarını, değerlendirme puan ve sıralamalarını kendi düzenledikleri şekilde bize imzalatmak istiyorlardı. 

Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, 1996 Ağustos ve Aralık ayları MGK toplantılarında ısrarla gündeme getirdiği "aşırı dinci akımlar" konusunu, Ocak 1997'de Cumhurbaşkanı Demirel'e verilen gizli brifingde "birinci öncelikli sorun" olarak göstermiş ve 28 Şubat 1997'de MGK'nın gündemine aldırdığı artık biliniyor. 28 Şubat'ın hazırlayıcısı Güven Erkaya'nın basında yer alan açıklamalarına "Bu adam nasıl Deniz Kuvvetleri Komutanı olabildi?" tarzında tepkim, hakkımda soruşturma açılmasına yol açmıştı ama sürecin nasıl geliştiği yıllar sonra ortaya çıkan bir belge (Genelkurmay talimatı) ile anlaşıldı. Yani askerler SSM'e doğrudan müdahale için aradıkları fırsatı, henüz BÇG dahi kurulmadan 28 Şubat sürecinde oluşturdukları despotik havayla yakalamışlardı.

Elektronik Harp (Frekans Atlama) kabiliyetli Marconi HF/SSB Telsizlerin test ve kabullerinde görevlendirildiğim Gölbaşı Marconi (Şimdi Selex) fabrikasında çalışırken, SSM evrak memuru arkadaşım bir gün gelerek önüme sarı bir zarf koydu. İstanbul İnşaat Emlak Başkanlığı'na tayinim çıkmıştı. Ancak burada temel bir hata yapmışlar ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip SSM'de görevli "istisnai memur" kadrosunda olmamızı umursamadan sanki MSB asker müsteşarlığı kadrosunda "sivil memur" gibi tayin çıkarmışlardı. Dolayısıyla bu hukuksuz işlem, (aşağıda orijinal belgesini sunduğum) mahkeme kararıyla iptal edildi.

Askerler o kadar hızlı çalışmışlardı ki eminim ülke işgale uğrasa bu kadar gayret göstermezlerdi. 18.07.1997 tarihinde bir gün içinde iki farklı fiziki mekanda yerleşik MSB Asker Müsteşarlığı ile SSM sivil Müsteşarlığı arasında 3 yazı gidip cevaplandırılıp tekrar onaydan geçirilmiştir (bu 3 yazı aşağıda sunulmuştur). Genelkurmay Başkanlığı ile bina komşusu olan MSB Müsteşarlığı, içerisinde sivillerin (sivil memurların) da çalıştığı askeri bir teşkilat olup komutanı Korgeneral'dir. Kirazlıdere'de (hatta geçici bir süre Balgat'ın girişinde) yerleşik Savunma Sanayii Müsteşarlığı ise, MSB'ye "bağlı" (tüzel kişiliği haiz) sivil bir teşkilat olup sivil Müsteşarı protokolde Korgeneral (yani MSB Müsteşarı) muadilidir. Ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olması nedeniyle SSM personelini atamaya sadece kendi sivil Müsteşarı yetkilidir.

SSM'den usulsüz tayinim hakkında Mahkeme'nin İPTAL kararı

Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started